12 Mayıs 2015 Salı

BENNU, NAR, MEKİK, HAYALET, EFSUN.

Daldan dala yazılarımı seviyorsunuz. Ben de seviyorum. Hesapsız, plansız, adı üstünde, daldan dala. Sıra yok, düzen yok. Karışık. Yazıyor ve ikinci bir kez okumadan yayımlıyorum.

İşte bunu seviyorum!

Cumartesi Bennu Yıldırımlar'lı "Görmesen De Olur"a gittim CKM'de. Büyük bir tesadüf olarak, neredeyse her mayıs Bennu Yıldırımlar'la buluşur/karşılaşır olduk. Hatırlayın, geçen yıl kendisiyle röportaj yapmıştım ve hayli güzel olmuştu. Kibar kişiliği ve sade/şık tarzıyla cumartesi günü de aynı Bennu Yıldırımlar'ı izledim.

 
Eğer o röportajımızı hala okumadıysanız, işte size büyük bir fırsat! CKM'de ona Furkan Palalı eşlik ediyordu. Harika oyuncular vardı aslında. Mesela o akşam Songül Öden çıkacaktı. Ama ben sadece Yıldırımlar'ı izleyebildim. Genelde de karı-koca çiftlerden oluşuyordu oyuncular: Sarp Levendoğlu&Birce Akalay, Tolga Güleç&Yeliz Şar gibi. Yıldırımlar'ın geçen yıl röportaj yaptığımızda saçları "Nermin kızılı"ydı, hatta kendisi de bu duruma "Zor bir renk. On günde bir kuaföre gidiyorum. Çok çabuk uzuyor saçım ve rengini de tutturmak gerekiyor. Böyle bir derdim var. Dizi bittiği an kumral rengime dönmek istiyorum. Çünkü on günde bir kuaföre gitmek beni gerçekten çok sıktı." demişti. Nihayet istediği saç rengine dönebildi Yıldırımlar (Röportaj sırasında da çok sigara içiyordu, yine içiyor. Kusurdan sayılırsa).
 
 
Pazar günü sabah kahvaltısı için Bebek'e gittim. Erken saat olmasına rağmen Anneler Günü nedeniyle daha o saatten öyle bir kalabalık vardı ki... Neyse, Nar Kafe'de yer bulup oturdum. Orada kahvaltılara Yiğit'in kahvaltısı, Demet'in kahvaltısı diye isimler takmışlar. Deniz İzmir'de, Demet New York'ta falan güya. Yiğit'in nerede olduğuysa yazmıyordu. Ben Yiğit'i söyledim, ama gelin görün ki önüme bildiğiniz meyve tabağı geldi! Bu nasıl kahvaltı? Bu Yiğit'in yaşadığı yerde hiç mi kahvaltılık yok? Tabağımın fotoğrafını da bu yüzden koyuyorum işte... Karpuz, portakal, muz, kivi... Arada bir iki peynir, o kadar! Restoranlar/kafeler ne yapacaklarını şaşırmışlar. Fiyatları şişirdikçe kaliteyi düşürüyorlar. Sözde kahvaltı yaptım, ama yediğim sadece sebze meyveydi.
 
Böyle yerlerde uzun kuyruklar oluyor ya, hani tepemizde bekliyor insanlar, ben bu mantığı da bir türlü benimseyemedim/sevemedim... Hayır yani o masa bekleyen için de masada yemeğini yiyen için de zor bir durum bu. Birincisi rahatsız oluyorsun. Yesem de kalksam hemen diyorsun. E o bekleyenlere de yazık. Ayakta sıraya giriyorlar. Gören de bedava araba veriyorlar sanır!
 
 
O Hayat Benim'in geçtiğimiz pazar akşamı yayınlanan bölümü tam bir fiyaskoydu! Bölüm yeni hiçbir şey söylemiyordu. Hiçbir olay olmadı. Ana karakterler olaysız kalınca yan karakterlere konu bulunmaya çalışıldı. Mücella'yla Salih aşkı filizlendi, Mücella'ya köfte arabası alındı, Fulya'nın hamileliği konuşuldu, Müge'nin sevgilisine zoom yapıldı. Hepsi bu. Bahar, Ateş'le birlikte Kıbrıs'ta tatildeydi. Efsun bölüm boyunca hasta yatağındaydı. Sultan onun başındaydı. Hülya'nın kendi konusu yoktu, Fulya'nın konusunda sahneye çıktı indi vs. Çok sıkıcı ve boş bir bölümdü. Zaten bölümün böyle başlayıp böyle biteceğini anlayınca, TV'yi kapatıp kitabımı elime aldım...
 
Vişneli mekik... Lügatımızda bir sen eksiktin! Gel gel sen de gel...
Macro Center'ı aslında zaten ülkemizde bulamadığımız yurt dışı ürünlerini sattığıyla ve astronomik fiyatlarıyla biliyorduk. Ama geçen gün artık pes dedim, bir yer bu kadar da kazıklayamaz müşteriyi! Paradan bahsetmek ayıptır ama aynen aktarıyorum:
 
4 yaprak sarma: 8,29 TL
6 kuru pasta: 7,37 TL (Bu normal)
2 vişneli mekik: 5, 15 TL (Adının süslü olduğuna bakmayın. Aslında bildiğiniz vişneli kurabiye. Adı kuru pasta olunca tanesi 1 lira, mekik olunca 2,25 oluyor, öyle mi? Yakında bakkallarda bile makaron satılacak, demedi demeyin...)
 
***
 
Bu akşam Opera'daki Hayalet'e gidiyorum. The Phantom of the Opera.
 
***
 
Fırsat bulup şöyle ağız tadıyla Marmaris tatilimi yazamadım ya, yanarım yanarım da ona yanarım! O kadar anı ve foto var ki, layığıyla yazmak istiyorum bu tatili. Ama geciktirdikçe geciktiriyorum. Artık söz yazacağım bir an önce.
 
***
 
Son söz: Eti Burçak Sütlü Çikolatalı'yı severim. Publitory'yi severim.
 

8 yorum:

  1. beğendim bu yazınızı.bir de canım karpuz çekti.
    bennu yıldırımlar'ı çok severim.çok eskiden beri.

    YanıtlaSil
  2. haha çok tatlı ve içten bir yazı, kalabalık kahvaltı yerleri ile ilgili tespit cuk yani! masada oturana da sırada bekleyene de işkence gibi,
    kahvaltı tabağına da şaştım gerçi, bizim türk kahvaltısı damak zevki ile örtüşmüyor ki:)
    Bennu Yıldırımlar'ı severim çok zarif ve iyi bir oyuncu..

    YanıtlaSil
  3. Ne güzel gün olmuş. Bennu, Bebek, opera, mekiiiikk:))
    Keyfiniz bol olsun:)?

    YanıtlaSil
  4. Çok güncel konular , yorumun bir harika dostum okurken çok eğlendim. Migros konuşuna gelince Türkiye'de ki en zengin market zinciridir ve en pahalı markettir. Gerçi bana İtalya'da 1 suya 2 Euro verince baya bir koydu (6.50 TL ) ama olsun . Sende git yurdum pastanelerinden al vişneli mekiğini :P

    YanıtlaSil
  5. Porsiyonlar küçüldükçe fiyatlar artıyor! :)

    YanıtlaSil
  6. Çok merak ettim nasıl oluyor? Bennu Yıldırımlar'da, sen de ikinci resimde daha gençsiniz. Mert'ciğim bunun sırrını da yazıver. Kusura bakma ama Bebek'te kahvaltıya gidersen kazıklanmayı da göze alacaksın. Ama sağlıklı bir kahvaltı olmuş sebze, meyve. :)) Evet Makro'ya da gitmeyeceksin. :)))) Bim'e git orası ucuz. Şaka ya gençler her şeyin en iyisini hak ediyor doya doya istediğin gibi yaşa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fotoğrafta öyle çıkmış sanırım... :) :) Makro'ya gidilmez ama Bim'de de tuhaf tuhaf markalar var. :)

      Sil
  7. Çok merak ettim nasıl oluyor? Bennu Yıldırımlar'da, sen de ikinci resimde daha gençsiniz. Mert'ciğim bunun sırrını da yazıver. Kusura bakma ama Bebek'te kahvaltıya gidersen kazıklanmayı da göze alacaksın. Ama sağlıklı bir kahvaltı olmuş sebze, meyve. :)) Evet Makro'ya da gitmeyeceksin. :)))) Bim'e git orası ucuz. Şaka ya gençler her şeyin en iyisini hak ediyor doya doya istediğin gibi yaşa.

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

KİTAP ALINTISI

Yeni romanım Benim Küçük Şaheserim'den bir alıntı:  "Kitaplar onun ecza dolabıydı. Hastalanırsa -ruhu hastalanırsa- hangi kitabı aç...