Anne, geçen hafta Şule'nin kulaklarımızda çınlayan, küçük Melek'i/Turna'yı korkudan gerim gerim geren bu cümlesiyle bitmişti. Dün akşam izlediğimiz 7. bölüm tam da bu sahneden başladı ama flashback'lerle dolu, ağır ağır ilerleyen bir 7. bölüm izledik. Şule'nin geçmişini öğrendik. Ve aslında dünkü bölümde, dizi bitti. Bitmediği halde bitti.
Sıkı bir Hayat Şarkısı izleyicisiyken beni Anne'ye bağlayan, 3. bölümün final sahnesi olmuştu aslında. Hani Zeynep'in hastanenin bir odasında yangın tüpüyle Ali'ye saldırdığı sahne. O ana dek diziyi kesik kesik takip ediyordum ama bu sahneden sonra tamamen izlemeye karar verdim.
Dizide üç farklı annelik görüyoruz: Kızını çöp poşetine koyup terk eden bir anne, gerçek kızı olmadığı halde küçük bir kızı sahiplenip onun annesi olan bir anne, kızını çok seven ama hapse gireceği için kızından ayrılmak zorunda kalan bir anne.
CANSU DERE ZAMANI DURDURMUŞ GİBİ. SILA'DA NASIL GÖRÜNÜYORSA, ANNE'DE DE AYNI GÖRÜNÜYOR.
Hep Beren Gökyıldız'dan bahsediliyor ama ben dizinin asıl starlarının Cansu Dere ve Gonca Vuslateri olduğunu söylüyorum. Onlar olmasa Beren Gökyıldız ne yapabilir? Zaten gıy gıy çalan keman müziği ağlatıyor seyirciyi, dizileri televizyonun sesini kısıp izlesen ağlamazsın. Cansu Dere on yıldır hiç mi değişmez? Sıla'da nasıl görünüyorsa, Anne'de de aynı görünüyor. Zamanı durdurmuş gibi. Oyunculuğuna zaten denecek söz yok. Mimikleri konuşuyor kadının. Gonca Vuslateri'nin performansıysa şaşırtıcı. Yalan Dünya'daki o kız bakın şimdi Anne'de herkesin nefret ettiği kadına dönüştü. Bravo. Vahide Gördüm de diziye çok uymuş. Zaten Annem'de de oynamıştı, kaderi anne dizileri oldu.
Anne, keşke orijinalindeki gibi mini dizi olsa (Japonya'daki orijinali 11 bölüm sürmüştü), tadında, zirvede bıraksaydı. Ama yok biz illa uzatıp önce reytingleri düşürecek, sonra yayından kaldıracağız. Anne'nin ana konusu dün akşamki bölüm itibariyle aslında son buldu, ana çatışma çözüldü. Bundan sonra yaşanacak muhtemel gelişmeleri size sıralayayım:
-Zeynep iki erkek arasında kalacak, ikisiyle de aşk yaşayacak. Doğru bildiniz: Biri Gazeteci Ali, diğeri de Gönül Hanım'ın doktoru.
-Zeynep en güvendiği Gönül Hanım'ın aslında annesi olduğunu öğrenip ondan uzaklaşacak.
-Zeynep'in kız kardeşi Gamze, Gamze'nin bebeği, Gamze'nin anneliği.
-Zeynep'in onu sahiplenen ailesiyle olan ilişkisi.
-Gönül Hanım'ın hastalığı.
-Cahide'yle Gönül'ün karşı karşıya gelmesi.
-Şule'nin aniden rota değiştirip "yok ben vazgeçtim Melek'i geri alacağım" demesi.
-Şule-Cengiz durumları.
Bakalım Anne bundan sonra nasıl reytingler alacak?
Başlamadan Cesur ve Güzel hakkında genel bir yazı yazmıştım. Şimdi biraz daha detaylara girelim.
Kıvanç Tatlıtuğ'un fazla kızarmış ekmek gibi olan suratı artık bana suni gelmeye başladı. Solaryumun da bir sınırı var. Böyle esmer Yunan heykelleri gibi dolanıyor Korludağ'da. Mavi lensleriyle de sırıtıyor yüzü. Bildiğin Esmeralda.
Son dönemlerdeki –aslında belki de son on
yıldaki– dizilerde ister yalı/köşk,
ister küçük bir gecekondu olsun, masanın etrafında en az altı yedi aile ferdini
bir arada görmeye alıştık. Cesur ve Güzel de bu klişeyi takip ediyor. Her ne
kadar Korludağ ailesi için sayı bakımından "geniş" aile diyemesek de, evlenen
çocuğun karısıyla birlikte baba evinde yaşaması bakımından ortada bir geniş
aile durumu olduğunu öne sürebiliriz. Tahsin, Sühan, Korhan ve Cahide aslında
evde dört kişi olarak yaşamaktalar –etraflarında çalışan hizmetlilerin sayısı
bile onlardan fazla. Evde o kadar çok oda var ki, ailenin hiç tanımadığı bir
adam, Cesur bile kendini o masanın etrafında bulabiliyor. Bu açıdan Korludağlar
yalnızca geniş değil, aynı zamanda rahat da bir aile. Evlerinin bir odalarını
yabancı bir adama açmakta hiçbir sakınca görmeyecek kadar rahat. Evet, bu adam
içlerinden birinin, hatta ikisinin hayatını kurtarmış olabilir ama
misafirperverlikten farklı olarak, bir umursamazlık var bu yabancı adamı eve
sokuşun içinde.
Ailenin, hatta tüm kasabanın reisi Tahsin
Korludağ, oğlu Korhan bir çocuk doğuramadığı için ona sürekli kızıyor. Çünkü
soyun devam etmesi lazım. Cahide ailedeki yerini sağlamlaştırmak için bir çocuk
doğurması gerektiğinin farkında. Tahsin Korludağ için soyun devam etmesi çok
önemli. Cahide halihazırda hamile olan bir kadınla anlaşıp onun doğuracağı
bebeği kendi bebeğiymiş gibi gösterme derdinde. Cahide'yi eğlenerek izliyorum.
Banu ise aynı Sinem Kobal ve Elçin Sangu karışımı değil mi?
Peki siz bu sezon hangi dizileri izliyorsunuz? İçerde? Hayat Şarkısı? Anne? Cesur ve Güzel? Muhteşem Yüzyıl Kösem?
Peki siz bu sezon hangi dizileri izliyorsunuz? İçerde? Hayat Şarkısı? Anne? Cesur ve Güzel? Muhteşem Yüzyıl Kösem?
Beni sosyal medyada eklemeyi de unutmayın:
Kadınlar artık yaşlanmıyor çünkü çok fazla küçük müdahaleler oluyor :) Yok gençlik aşısı yok o yok bu derken yıllar duruyor artık :)
YanıtlaSilNe güzel özetlemişsin .
YanıtlaSilCesur ve güzel için ise
Hep bizi yozlaştıran bir dizi
Kurtulamıyoruz bu tarz dizilerden .
Zengin ailenin karmaşık ailesini izliyoruz .
Benim için tek dizi var izlediğim.. Hayat Şarkısı :)
YanıtlaSilay anne ben çok seviyom bakalım evet ben de yazcaktım sen bayağı detaylı anlatmışın :)
YanıtlaSil