İsveç'e gitmeden bir Trabzon'a gideceğim sanırım. Ki bu eğer gideceksem bir iki hafta sonra gitmem gerektiği anlamına geliyor ama henüz bilet milet alamadım, malum projeler ve benim önden gireceğim sınavlar henüz tam kesinleşmedi...
Trabzon'a gideceğim zaman hep heyecanla doluyorum. Ama sonra aklıma şehirdeki Arap nüfusu (evet, Trabzon'da önümüz, arkamız, sağımız, solumuz Arap oldu! Araplar her yerde! Şehirdeki ilan/billboard'lar tamamen Araplara yönelik hazırlanıyor. Araplar, villa tipindeki evlere günlük 2 bin lira verebiliyor. Ama geride bıraktıkları çer çöp yüzünden ev sahiplerinden çok sayıda şikayet geliyor. Ayrıca Araplar yalnızca evlere kiracı olmakla kalmıyor, aynı zamanda Trabzon'un gözde semtlerinden ev, yayla ve ormanlardan da arsa alıyor, turistik yerlerdeki işletmelere ortak oluyorlar), doldurulan deniz, artık olmayan sahil şeridi, artık olmayan ormanlar, binalar dikilen dağlar, denizin üstüne yapılan AVM'ler, çay bahçeleri, kafeler, hatta yolda olan bir sürü başka proje geliyor... Bir içim daralıyor...
Trabzon denizine dolgu yapıla yapıla şehir Karadeniz'den uzaklaştı, İç Anadolu'da kaldı!
Artık kumsalı, denizi, sahili, doğal kıyı şeridi yok Trabzon'un...
DENİZİ DOLDUR, YEMYEŞİL ORMANLARA GRİ BİNALAR DİK, SONRA "ÇAY ADASI" YAP! DOĞAL OLANI YOK ET, YAŞASIN YAPAYLIK! TRABZON ARTIK YALNIZCA DİZİLERDE VE ESKİ FOTOĞRAFLARDA GÜZEL...
Bir de, buna yalnızca Trabzon'da değil her yerde rastlanıyor, diyelim AVM yapılacak, önce orayı tamamen betonla kaplatır, sonra içine birkaç yapay palmiye dikerler ya...
Şimdi bir de Turizm Adası yapılacakmış, bir "çay adası"! Yine deniz doldurulup yapılacakmış bu ada. Çay parkı, çay hobi bahçesi, çay satışı falan olacakmış bu adada... Trabzon'da güzelim Beşirli-Akyazı sahilinde denizin son beş yıldır son sürat doldurulduğu, iş makinelerinin sahilde tozu dumana kattığı yetmiyormuş gibi, bir de yeni projeler yolda yani...
Trabzon artık yalnızca dizilerde ve eski fotoğraflarda güzel...
...diyeceğim...
...artık Karadeniz dizisi de çekmiyorlar!
Belki Ters Düz bir ilk olur, uzun zaman sonra.
Doğadan ve yeşillikten hızla uzaklaşıyorlar. Herkeste beton hastalığı var maalesef.
YanıtlaSilBir gün altında uyuyacağımız bir ağaç kalmayacak.Size iyi tatiller.
YanıtlaSilorayı da mı bozdular yaaaa :)
YanıtlaSilEn son 'Ordu' yazımda sizin altını çizdiğiniz plansız yapılaşmaya yönelik atıfta bulunmuştum ben de..karşılıklı bir etkileşim ve beyin fırtınası yakalamışız adeta:) Bilinçsizliğin sonuçları hayatın her alanına yayılmış durumda!. Dağlarımız da bir gün çöle döner bu gidişle!.sürekli tüketen, doğayı katleden, kendi çarını çöpünü ardında bırakarak giden bir zihniyetin hiçbir faydası olmaz topluma...
YanıtlaSilHer yerde böyle bir durum var ama Trabzon'daki sahiden fazla dikkat çekici.
YanıtlaSil