Beni tanıyanlar çok iyi bilir, bir kitabevinde saatler geçirebilirim. Hele de o kitabevinde kitap ve derginin yanı sıra çizgi roman da varsa. Hele de o kitabevi aynı zamanda bir kafeyse. Hele de o raflardan birinde kendi yazdığım Ters Düz'e rastlamışsam!
Şimdi tanıtacağım Bistro Sports Acarkent'e ise ilk kez geçtiğimiz cumartesi günü gittim. İlk görüşte çok beğendim burayı. Gerçekten çok rahat ve şık bir mekan. Karamelli macchiato içtim, inanılmazdı. Minoa'da da aynısından içmiştim ama aradaki farkı görebiliyorsunuz. Sunumda bile görsellik olarak fark var. Yanında küçük bisküvi ikramı var. Buranın elmalı pastası ve pancake'i de nefisti. Puanım 8/10.
İşte böyle... Geldi tarçınlı salep ayları...
Salep demişken, hiç boza içtiniz mi? Ben ilk kez geçenlerde fırsat bulup içtim. Çok merak ediyordum (aşağıdaki fotoğraftaki boza değil, salep fotoğrafı). Öncelikle, kış aylarında olunca bozayı sıcak içecek sananlar, hayır, bu soğuk bir içecek. Aslında yiyecek bile diyebiliriz çünkü o kadar yoğun/katı ki, ancak kaşıkla yenilebiliyor. Ve tadı sizce de aşureye benzemiyor mu? Ya da tencerenin dibinde soğumuş muhallebiye? Yani hem sevdim hem sevmedim ben bozayı. Keşke sıcak olsaymış. Ve dediğim gibi, aşureye benzettim ben.
Sizler boza hakkında ne düşünüyorsunuz? Yazdığım kafelere gidenleriniz var mı?
Beni sosyal medyada eklemeyi de unutmayın:
Yaa öneriler için çok teşekkür ederim. Birde çoooook sessiz ve kitap kokulu bir mekan biliyor musunuz İstanbul'da? En önemlisi sessiz olması :)
YanıtlaSilBurası çok güzelmiş bende Istanbula gelirsem ugrayacağim :)
YanıtlaSilÇok güzel paylaşım olmuş. mekanlar çok güzel gözüküyor gerçekten... emeğinize sağlık :)
YanıtlaSilçok güzel yerler keşfetmişsin :)
YanıtlaSilBu kitap kafeleri seviyorum. Saatlerce sıkılmadan zaman geçirebiliyorum. :)
YanıtlaSilÇok beğendim ben bu kitap kafeyi sıcaklığını buradan hissettim. Tabi fiyatların değil:)
YanıtlaSilboza seviyom yaaa ikinci kafeyi hiç duymadım acarkent de görmedim zaten ilkini biliyom ama orda nero filan çok giderim bak :)
YanıtlaSil