2 Aralık 2017 Cumartesi

KİTAPÇIDAKİ KIZ VE TERS DÜZ


Bugün girdiğim kitapçıda, yeni çıkan kitapların olduğu rafların önünde, kafamda derin düşüncelerle dikiliyordum. 

Derken yanıma bir kız geldi ve onun da benimle aynı raflara baktığını gördüm. 

O da düşünceli gibiydi ve bu beni tetiklemiş olacak ki, “Hepsi birbirinin aynısı gibi, değil mi?” dedim ona dönerek. 

Kapaklarında yarı çıplak erkek/kız fotoğraflarının olduğu, adları Aşk Vadisi, Erkeğimin Peşinde, Kiralık Sevgili, Aşk Oyunu, Aşkın Yolu, Hoş Çocuk, Çok Yakışıklı Çocuk gibi şeyler olan kitaplardan bahsediyordum. 

Tıpkı tam da dün blog’umda yazdığım kitaplardan yani. 

O da bana hak verdi, böylece ayaküstü belki yarım saat kadar konuştuk. 

Sonunda internette milyonlar tarafından okunan, genç kitleyi peşinden sürükleyen, edebiyat dünyasının bir süredir gözdesi olan bu aşk romanları modasının gelip geçici bir dönem olduğuna karar verdik, yani beş yıl sonra içlerinden hangisi hatırlanacak? 

Konuşmamızın başından beri “Acaba bir yazar olduğumu söylesem mi söylemesem mi?” diye düşünüyordum ve sonunda söyleyiverdim, bir tesadüf eseri karşıma çıkan bu okurdan fikir almak için: Ona kapağının, önünde durduğumuz kitapların kapakları gibi birbirinin kopyası ve klişelerle dolu olmayan kitabım Ters Düz’den ve yayınevlerinin bu tür kapakları olmayan kitapları basmak istemediğinden bahsettim. Yoksa kitabım hemen basılacak ama, öyle olmasındansa hiç basılmasın daha iyi diye düşünüyorum galiba, diye zihnimi uzun süredir meşgul eden konuları ona anlattım. 

Bir yazarla tanıştığı için şaşırmıştı ama yüzüm ve adım ona tanıdık da gelmişti. 

Ben gerçekten emek vererek ve yaratıcı olmaya çalışarak yazıyorum. 

Sipariş üstüne ya da tutması için yazanlardan değilim. 

Ama bu da bir şekilde sizin tarafınızdan hissediliyor galiba, o nedenle hala iki yıl önce çıkan Ters Düz’le ilgili yazılan yazılara rastlıyorum, hala benim gibi o heyecanı, o tutkuyu yaşayan okurlar görüyorum. 

Sizler kemik okur kitlemsiniz ve bana her zaman sahip çıkıyorsunuz. 

Bu yüzden yazdığım kitapların basımıyla ilgili en umutsuz olduğum anlarda bile şanslı hissediyorum. 

Vedalaşıp kitapçıdan çıkıp yürümeye başladığımda, yüzümde bu yüzden ufak bir tebessüm vardı. 

Bu arada fotoğraftakiler, kendi ayraç koleksiyonumun bir kısmı. 





4 yorum:

  1. Yazma çabanızı,emeğinizi takdir ediyorum. Yolunuz açık olsun. Ayraçlar ise harika...

    YanıtlaSil
  2. Ayraçlar çok güzeel :)
    Yazmaya olan tutkunuz da gerçekten takdire şayan.. Kitabı listeme ekleyeceğim mutlaka :)
    Bir de, tanımadığımız insanlarla kitaplardan konuşmak çok güzel değil mi?

    YanıtlaSil
  3. Hiçbir zaman vazgeçmeyin. Sadece yazılanlar tüm insanlığı etkilemeli

    YanıtlaSil
  4. heeey işte hedefe kilitlenmiş inatçı bir yazar oleeeey oleeey oleeey :)

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...