1 Haziran 2014 Pazar

HAZİRAN'IN 1'İ

 
Antenleri her daim açık dolaşan bendeniz, bak deniz dedim de aklıma şey geldi... 


Şu fotoğrafı geçen yaz çekmiştim, hem de üşenmeyip, şezlongun yanındaki plastik beyaz sehpanın üzerine özel olarak topladığım taşları kuzenimin boya kalemleriyle boyayarak... İstanbul'dan sıkıldım, bunaldım... Okul kapansa da önce Trabzon' gidip bir ay orayla hasret gidersem, o arada romanı bitirmeye çalışsam, tabii romanın beni bitirmesine izin vermesem, sonra da Marmaris'e, bisikletime, denizime, palmiyelerime doğru yola çıksam... Sonra yeniden okul, yeni dönem, yeni arkadaşlıklar, yepyeni bir ortam, yeniden tatil, sonra yeniden okul, bla bla, bla bla ve böyle geçip giden bir kovalamaca... Hayat diyorlar buna, kuzum.
 
Mayıs ayında 29 derecelere varan sıcaklarla terledikten sonra Haziran'ın 1'inde daha da bunalmamız gerekiyorken sağanaklarla başladık yeni aya... Gerçi hava yine çok sıcak!
 
Bu yazı "daldan dala" yazısı olsun mu? Bence olsun! O zaman hop diye tuttum yeni dalı, tutundum yeni dala, geçiverdim yeni konuya... Sevmediğim tek özelliğim kararsızlığım, biliyor musunuz? Yani en güzel kararı da seçmiş olsam, aklım hep seçmediğim diğerinde kalıyor, ama diğerini seçmiş olsaydım da bu karar bana hep daha çekici gelecekti, ama şimdi de diğeri daha cazip geliyor, çünkü onu seçmedim, bana sunacağı güzelliklerden habersizim, ama bu seçtiğim karar en güzeli belki de, sunduğu atraksiyonları bir bilseniz, ama diğeri de, ama...
 
Yeni dala tutunuyorum! Eylül 2009'dan beri blog dünyasındayım. Bumerang'a daha yeni üye oldum, AdSense de daha yeni kayıt. Reklam teklifleri geldi de, kabul etmedim. Ama edeceğim bundan sonrakileri. Bana iyi kötü, güzel çirkin, avantajlı avantajsız yanlarını anlatsanıza. Çok para kazanıyor musunuz bakalım? Yoksa o kadar şart şurt var da sıkılıyor musunuz beklemekten?
 
O zaman ben şimdi romana geri döneyim, sizleri de sevgiyle yolculuvereyim... Ha şu üçünden en çok hangisini sevdiğinizi de yazar mısınız: Apartman, Hayatını Renklendirmeyi Unutan Adam ve Ters Düz. Ve nedenini tabii.
 
 

3 yorum:

  1. Reklam konusunda hiç bilgim yok
    Roman için olan sorunada şöyle diyeyim bütün hepsinin konusunu sevdim ama en çok hayatını renklendirmeyi unutan adamı sevdim.
    Sebebi diyaloglar çok güzel gerçekten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeyma Tanış, roman diye kastettiğim onlar değil, roman bildiğiniz roman. Yazıyorum ya hani ben. Onlara öykü diyorum. Öykü serilerim. H.R.U.A. bence de çok güzel! :)

      Sil
  2. :D Bu konuda kendime pek güvenmiyorum ama şunu net söyleyebilirim ki. Adsense tıklama başına para kazandırır.Eğer ziyaretçilerin tıklama yaparsa para kazanabilirsin. Eğer direk gelip geçiyorlarsa google para kazandırmaz. Bumerang ise teklif başına kazandırır. Mesela bumerangda yeni isen teklif değerleri bayağı bir düşük olur.Zaman ilerledikçe sitenin ziyaretçi sayısına göre artar. İşin özü kahve paranı çıkartırsın :D Ben öykülerin hepsini okuyorum. Okuyorsam seviyordurum.Sevgiler saygılar diyorum. Son olarak Taşlardan isim yapmak gerçekten yaratıcı olmuş .

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

SİNEMADA İKİ FİLM

Son günlerde sinemada iki filme gittim. İlki, The Substance. Yani Cevher. Bence mutlaka görülmesi gereken, ama son derece rahatsız edici bir...