30 Haziran 2014 Pazartesi

PEGASUS, ARAMIZDAKİ HER ŞEY BİTTİ!

Yaz gelince malumunuz, bir oraya bir buraya uçup duruyoruz. Fakat dört dörtlük bir yolculuk için hangi havayolu ile uçmalı? Bunu bilmiyorum, ama Pegasus ile kesinlikle uçmamalı!

İstanbul-Trabzon uçağım pazar akşamı 22.55’teydi. Saatler 22.30’u gösterdiğinde ve mucizevi bir şekilde uçak saatinde hala bir değişiklik olmadığında, "Oh be!" diye düşündüm. "Bu sefer gecikme yok!" Ama an itibariyle yanıldığımı fark ettim. Pegasus, her zamanki klasiklerinden birini gerçekleştirerek yine, yeni, yeniden başarılı bir rötar çalışmasına imza atıp uçak saatini 23.35’e ertelemişti! Yahu uçak zaten gecenin köründe, bir de ertelenince, dedim ki ben yatağa 2’den önce giremem! Nitekim öyle de oldu. Uçak ancak 00.10’da kalkabildi. Uçağa binmesi bir dert, bindikten sonrası bir dert. Mesela binerken insanlar –özellikle de Trabzon uçuşlarında bunu hep gözlemliyorum– el bagajlarını baş üstü dolaplarına yerleştirmeden koltuklarına oturmuyorlar, e bu da hiç ilerlemeyen bir sıra demek oluyor. Benciliz, saygısızız, düşüncesiziz. Kabul edelim. Uçağa bindikten sonrasıyla ilgili olarak da şöyle bir durum var: Güç bela uçağın içine binmeyi başarıyorsunuz, “Hah, kendimi koltuğa atabildim çok şükür!” diye düşünüp rahatlıyorsunuz, fakat bu sefer de uçağın içinde beklemeye başlıyorsunuz! Uçak, sırası gelmediği için kalkamıyor, en fazla pistte başıboş dönüp durarak bize de ha kalktı ha kalkacak diye düşündürüyor. Bir keresinde, tam 45 dakika boyunca uçağın içinde kemerlerimiz bağlı bir vaziyette uçağın kalkmasını beklemiştik ve firma yine Pegasus’tu.
Aslına bakacak olursak, her uçak firması rötar yapabiliyor. Rötar artık uçak yolculuğunun bir parçası olmuş durumda. Ama mesela Anadolu Jet’in yapmış olduğu rötarın sinirini, ki benim durumumda buna bir de uykusuzluk eklenmiş oluyor, ikram ettiği çay ve kekle unutabilir ya da azaltabilirsiniz. Pegasus’ta ise böyle bir durum yok. İkramı yok yani. Bilmem kaç “fitteyken” para verip sandviç alasım da hiç gelmiyor benim.
Sevgili arkadaşlar, şu anda belki de bavulunuzu toplamış havaalanına doğru yol alırken tabletten okuyorsunuz bu yazıyı. Umarım ki siz rötarsız ve ikramlı bir uçak yolculuğu geçirirsiniz.
Not: Bu yazıyı havayolunuz Pegasus’ken okuyorsanız her türlü “Moralimizi bozdun!” mail’ine açığım.
 

6 yorum:

  1. Geçen hafta itibariyle ben de pegasusla ilişkimi bitirdim. Gecikmeler bir yana, gecenin 2sinde inip 3e kadar bavul bekledik ve (Hatay-İstanbul-İzmir aktarmalı uçuşu) bavulumuz gelmedi. Hem iki saat gecikmeli uçtuk, hem bavulumuzu ertesi akşam ancak teslim alabildik hem de dediğin gibi ne bir çay, ne bir su...Bitti benim için pegasus...

    YanıtlaSil
  2. Her zaman aynı sorunla karşılaşıyor musun yoksa arada bir mi oluyor?

    YanıtlaSil
  3. Burcu Hanım siz de güzel özetlemişsiniz... Çağrı Bey neredeyse her uçuşumda böyle bir rötarla karşılaşıyorum diyebilirim...

    YanıtlaSil
  4. yaa bu uçak olayı cidden çok sıkıcı . hele o beklemeler yok mu . ama trabzondan ist e de otobüs kasar artık yaa :)

    YanıtlaSil
  5. haklısın. bi de pegasus koltukları çok sıkışıkmış sanırım. ben her zaman thy kullanıyom yaa :)

    YanıtlaSil
  6. geçen yıl kızkardeşim ve eşim de benzer sorunlar yaşamıştı.çok sinir bozucu.

    YanıtlaSil

Gmail hesabı olmayanlar, anonim seçeneği ile yorum yapabilir... Yorumlarınız için çok teşekkür ederim!

NAKANO ESKİCİ DÜKKANI VE ÇOKSATAN KİTAP PROBLEMATİĞİ

Genelde kitapçıların çoksatan raflarından uzak durup, aksine hiç satmayan, kimsenin ilgi göstermediği, kıyıda köşede kalmış kitapları arar b...